Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Kasım 2011 Salı

Sobasız evde büyüyen nesil -2-

Şimdi hepinizin gözlerinizin önüne bir fotoğraf getirmek istiyorum. Sobalı bir oda ve içerisinde sobanın hemen önünde mavi bir leğen ve içinde bir ufaklık. Evet ben yaşlardaki bir çok insanın böyle bir fotoğrafı mevcut. Benimde var ama saklıyoruz şuan tabi. Belli bir yaştan sonra saklanmasında fayda görüyorum. Şimdi size o fotoğrafı anlatayım isterseniz. İstiyoruz dediğinizi duyar gibiyim, peki o zaman. Ufaklık banyosunu hemen sobanın başında yapardı, üşümesin diye elbet. Öte yandan da annesi kıyafetlerini sobanın askısında ısıtırdı o süre içinde. Baba boş durur mu, hayır durmaz o da ufaklığın havlusunu tutardı; bilerek havlusu diyorum çünkü o yaşlarda her evde bornoz falan olduğunu düşünmüyorum. Neyse ufaklık kurulanır, cicileri giydirilir sobanın başına oturması ile banyo işlemi tamamlanırdı. O mavi leğenin yanında sarı şişesinde mutlaka bir dalin marka şampuan da göze çarpardı. O zaman ebeveynlerin dilinde kalıplaşmış bir tabir vardı: "sobalı oda".  Aman çocuk üşümesin biz sobalı odaya geçelim tarzı cümleler kurulurdu. Şimdi  her yer de var artık kalorifer, her oda da. O sıcaklığın da bir değeri kalmıyor böyle olunca. Artık kaloriferli odalar da abuk sabuk dizilerin izlendiği, evdeki kimsenin birbirinden haberi olmadığı, beraber oturup bir çay içmekten bile aciz bireylerden oluşan çekirdek aileler görüyoruz. O soba başında banyo yapan çocuk artık büyüdü; Artık PES başından kalkmıyor ya da MANGO vitrinlerinden alamıyor kendisini, Anne-Baba ise Fatmagüle ne olduğunun derdin de. Aslında Sobanın ailemizden ayrılması ile çekirdek aile kavramının da yok olması süreci paralellik gösterir. Belki de artık soba bile  bozulan toplum-aile düzenimize bir çare olamaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder