Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ekim 2011 Cumartesi

anlamsız bir yazı...



hayat, bir anlamlandırma süreci aslında sonu olmayan

tıp kı yeni doğmuş bir bebek gibi; yaşayarak anlıyoruz

yaşadıkça suretler duruyor gözlerimizin önünde

kimisi gerçek oluyor, kimisi flu zamanla

kimisi gözümüze sokuyor yaptıklarını

kimisi gözlerimizden uzak kalbimize yakın...

her gün yeni şeyler doğuyor hayatımıza

her gün yeni şeyler ölüyor, her gün farklı biraz diğerinden

bazen aldığın nefesin sana fazla geldiği anlarda bir nefes oluyor sana birisi...

senin baktığın yerden bakıyor,başta bahsettiğim çocuk büyümüş, senin anlamlandırdığın gibi anlamlandırmış iyiyi de kötüyü de,

senin geçtiğin yollardan geçmiş, senin düşündüğün şeyleri düşünmüş, senin durup baktığın yerlere bakmış, senin büyüdüğün yerlerde büyümüş, senin söylediğin şarkıyı söylemiş, senin yediğin yemekleri annesi de ona yapmış, senin gezdiğin yerlerde gezmiş, senin üzüldüğün şeylere üzülmüş...

ve şimdi senin kurduğun hayalleri o da kuruyor olmalı...

kader dediğimiz şey aslında tamda bu olsa gerek,

kader senin dışında bir şeyden ibaret değildir,

kader de senin koyduğun anlamların bir sonucudur bir yerde,

o yer bazen bir insandır bazense bir hata bazen de bir doğru...

her şeyi belirleyen şey anlamdır o halde,

senin baktığın fotoğrafta gördüğün şey bir güzelliktir bazen,

benim baktığım fotoğrafta gördüğüm ise bir gamzenin bir yüzde

durduğu yerdir...

senin baktığın gördüğün şey sempatikliktir,

benim baktığım gözlerindeki ve dudağındaki gülüşün ne kadar

benzediğidir birbirine...

o kadar fark vardır ki kurduğumuz cümlelerden, baktığımız yerlerden, geçtiğimiz sokaklardan, yediğimiz yemeklerden bile,

sevdiğimiz insanlardan bile değişiriz biz, biz kaderin ve hayatın

arkasında koyduğumuz anlamların sorumluluğundan kaçarken

bir şey olur?

zaman hızla akmaya başlar, terlersin geçen günlerin gölgesinde

ceyran yapar ayrılıklar bünyende, üşütürsün zaman aralarında

yaşadığın acı sokakta oyun oynarken düşüp yaşadığın acıdan farklıdır, anlarsın ve bu defa anladıkça büyürsün, hayatında ikinci

anlamlar yer tutmaya başlar, tüm acılar sana aittir; yaşlanmakta dahil...

herkes aynı şeyi söylemeye başlar,herkes aynı ton da,

herkes aynı hataları yapar aynı nedenler aynı sebepler,

herkes aynı olduğunu anlatır sana hayatın,

herkes herkesi suçlar, herkes masumdur.

herkes yakmıştır birilerinin canını,

herkesin de canı yanmıştır elbet...

bu kadar çok anlamın olduğu hayatta

ikinci, üçüncü anlamlarını da bize öğreten bir hayat varken,

öğrendiğim son şey,son anlam sen ol demek istediğiniz biri olmalı

ve biri size mutlaka bu soruyu sormalı...



"herkes herseyi aynı görüp aynı güzellikte bulsaydı olur muydu ya?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder